BURCU ERDEM POLAT’TAN TOPLUMUN YARALARINA DOKUNAN BIR ROMAN: “LEYLANIN SON MEKTUBU”
BURCU ERDEM POLAT’TAN TOPLUMUN YARALARINA DOKUNAN BIR ROMAN: “LEYLANIN SON MEKTUBU”
Toplumsal duyarlılığı ve insan ruhuna dair derin gözlemleriyle dikkat çeken yazar Burcu Erdem Polat, ilk romanı “Leyla’nın Son Mektubu” ile edebiyat dünyasında yankı uyandırıyor. Sosyolojik ve psikolojik katmanları ustalıkla harmanlayan eser, bireysel hikayelerin arkasındaki toplumsal yaralara dokunuyor.
Roman, sessiz çığlıkların, görünmeyen acıların ve içsel hesaplaşmaların hikayesini anlatıyor. Burcu Erdem Polat, karakterlerinin ruh dünyasını büyük bir empatiyle islerken, okurlarını kendi vicdanlarıyla yüzleşmeye çağırıyor.
Her sayfasında hem bir toplumun aynası hem de insan kalbinin kırılganlığı yankılanıyor. “Leyla’nın Son Mektubu”, bir kadının hikayesi üzerinden adalet, sevgi, umut ve direniş temalarını güçlü bir dille isliyor.
Yazar Burcu Erdem Polat, eserine dair söyle diyor:
“Bu roman sadece Leyla’nın değil; haksızlığa, sevgisizliğe, suskunluğa mahkum bırakılmış herkesin mektubudur. Amacım, farkındalık yaratmak ve insanın içsel yaralarını edebiyat aracılığıyla görünür kılmaktı.”
Burcu Erdem Polat, Eskişehir Osmangazi üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bolümü mezunu. Kamu kurumunda uzun yıllar görev yaptıktan sonra insan psikolojisine ve toplumsal yapıya olan ilgisiyle yazarlık yoluna yöneldi.
Romanında, ekonomik ve sosyal yapıların insan üzerindeki etkilerini incelikle islerken, duygusal farkındalık ve toplumsal sorumluluk temalarını ustaca harmanlıyor.
“Leyla’nın Son Mektubu”, yalnızca bir kadının hikayesi değil; bir toplumun suskunluğuna, yaralarına ve yeniden dogma çabasına yazılmış içten bir mektup.